21 Aralık 2010 Salı

KAHVE İÇİMİ EKSİK BIRAKILAN YARGILAMA:


            Not: Bu yazı ve benzerlerinin http://www.torbali.gen.tr/index.php/izmir_ilceleri/4510-KAHVE-EKSK-YARGILAMA.html  Internet adresinde görülmesi de mümkündür.

KAHVE İÇİMİ EKSİK BIRAKILAN YARGILAMA:


“Özgürlüğün Gerçeği” (Gerçek Özgürlük) adlı yazı dizimize bu gün yeniden ara vererek, aynı konuyla da alakası olan aşağıdaki yargılamayı takdirlerinize sunalım arzu ettik.
Saygılarımızla…

                        ******************

            Sanırım 1991’in başları, yani Avukatlık mesleğine başladığım ilk yılın içi olsa gerek... Allah taksiratlarını affetsin; şimdilerde birçoğu rahmetli oldular…
İlçemizin Saipler, Bozköy ve Yazabaşı yerleşim birimlerinde oturan 7- 8 kafadar Yine ilçemizin Karakızlar Köyü sınırları içinde kalan bir mevkide hazine avına giderler bir gece… Bir Tümülüs’ü kestirmişlerdir gözlerine…

Tümülüs:  Anadolu’nun eski kültürlerine ait bir kısım toplumların, ileri gelenleri için yaptıkları, içine o kişinin önemli şahsi eşyalarını da koydukları, üzerini ise tepemsi biçimde toprak yığarak örtmüş bulundukları lahitsel kabirler.
 Doğrusu bölgemizde bu tür yer oldukça fazladır. Lakin hemen hemen hepsi çok önceden soyulmuş durumdadır.

Olaya dönecek olursak:
Dediğim gibi, bizim kafadarlar bir gece giderler oraya. Kazma kürek vs. hepsi tam tekmil... Tümülüs’ün tam tepe noktasından girişirler kazıya… Akşamdan, şafağa dek...
Nihayet erişirler Lahit’e tepeden. Ve kaldırırlar lâhdi kapağından… Lakin görürler ki, nice zaman önce soyulmuştur Tümülüs! Evvelkiler yandan girmişlerdir üstelik. Ve kırmışlardır lâhdi yanı başından!
Her neyse; olay yargıya intikal etmiştir. Tabi-î ki görev Ağır Ceza Mahkemesinindir. Dosya sevk edilir ilçemizden İzmir’e.
Bizim definecileri alır, ekstradan bir korku, bir kaygı bir tasa…!? Öyle ya; Ağır Ceza’da yargılanacaklardır, kolay mı? Ağır Ceza bu…
Hem niye korkmasınlar ki…? Onlar hafif ceza mahkemelerinde bile nice paylanıp azarlanmalar görmüşlerdir. Böylesi durumlarda iki lafı da bir araya getiremeyip, doğru dürüst ifade bile verememişlerdir. En azı, duyum, tecrübe ya da kanaatleri budur; böyledir!
Uzatmayalım; Hukuk Fakültesi’ni okuduğum yıllarda o bölgede öğretmenlik yaptığım için beni iyi tanırlardı. Dolayısıyla iş bana geldi.
Mahkeme üyelerinden birisi naip hâkim tayin edilmiş, geldik olay yerine. Hâkim Bey sordu, “Bu ne?”. 
Bizimkilerden birisi akıl almış bir yerlerden?
“Kuyu kazdık Efendim!” demez mi?
Hâkim Bey güldü, bıyık altından baba baba!
“Bu yerin tam da tepesinden mi?” dercesine…

Bu arada yargılama da sürüyor. Haklara son derece duyarlı bir yargılama.
Sanıklara karşı son derece olgun davranılıyor; rahatlatıyorlar onları!
Öyle ya: hepsi birinci sınıf hâkim ve savcı bunların!
Hepsi de birbirinden baba…
Bizimkiler çok rahatladılar elbet.
Doğrusu durumu asla suiistimal de etmediler.

Neyse; karar aşamasına gelindi. Son savunmalar yapılıp, son sözler söylenecek... Bizimkilerden bir kısmı hâlâ direniyor; “Biz orada kuyu kazdık diyeceğiz.” diye…
“Olmaz!” dedim. “Her sorumluluk bana ait. Suçu kabulleneceksiniz ve mahkemeden özür dileyeceksiniz. Takdiri de kendilerine bırakacaksınız…”
Kesin tavrımı koydum ortaya!
Yoksa “Duruşmaya girmem! Üstelik sorumluluk size ait olur!” dedim. Girdik içeriye...
Bizimkiler saygılı elbet. Mahkeme daha da saygılı insan haklarına…
Söz asli savunmanın…
Hepsi de özür dilediler.
“Bir yanlışlıktır yaptık. Pişmanız. Bundan sonra artık bir daha yapmayız. Bize tüm hafifletici nedenleri uygulamanızı dileriz. Takdir Yüce Mahkemenizindir Efendim!” dediler.
Yargılama bitti.
Karar:
Bizimkiler cezalandırıldılar. Lakin cezaları paraya çevrilip tecil edildi.
“Hadi gidin; bundan sonra daha efendi olun!” denildi. Çıktık. Bizimkiler memnun… Buyurdular ki:
“Hepsi neyse ne !?
“Ağır Ceza” denince ödümüz kopmuştu bizim!
Demek böyle de yargılama olurmuş.!?
Hayret; bunca değer verdiler bize…!?
Bir tek kahve söylemediler sadece…
Yapılan yargılama boyunca…!”

Münferit de olsa, özellikle; sanıklara karşı sert davranarak, onların doğru dürüst beyan verebilmelerinin, gerçeği daha güzel ve daha net olarak açıklayabilmelerinin, daha doğrusu, en kutsal bir hak olan savunma hakkını özgürce kullanabilmelerinin önünü bu yolla kapatan yargıçlarımızla halkımıza duyurulur!
Ve...
Saygı, sevgi dolu yollar hepimize olsun
Hoşça kalın  efendim!                                                                                                      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder